Sıklıkla kişi, obsesif (saplantılı) düşüncelerinden kurtulmak için bir kompulsif (zorlayıcı) davranışı uygulamak durumundadır. Obsesif kompulsif bozukluğu yani OKB önceleri nadir olarak görülen bir hastalık olarak kabul edilmesine karşın son yıllarda yapılan araştırmalarda hiç de nadir olmadığı belirlenmiştir.

Hastalar takıntılı düşüncelerden kurtulmak için akıllarına başka düşünceleri getirirler veya bazı davranışlarda bulunurlar bu tür düşünce ve davranışlara kompulsiyon denir.

En yaygın obsesyon belirtileri:

• Aşırı şüphe ve sürekli güven ihtiyacı
• Simetri, düzen ve kusursuz olma isteği
• Günah işlemekten korkma
• Toplumda kabul edilemeyecek bir davranışta bulunmaktan veya rezil olmaktan korkma
• Hata yapmaktan korkma
• Başkasına herhangi bir zarar verme ihtimalinden korkma
• Hastalık kapmaktan korkma
• Rahatsız ededen, aklına takılan ve uykularını bölen görüntülere, sözcüklere ya da düşüncelere takılma
• Yemeklerini belli bir düzene göre tüketme
• Evde bulunan eşyaları ya da kişisel giysi, aksesuarlarını belli biçimde düzenleme
• Günlük yapması gereken işleri yaparken yüksek sesli ya da içinden devamlı sayı sayma isteği
• Kilit, ocak, ütü, elektrik gibi tehlikeli ve riskli olan eşyaları sürekli denetleme isteği.

Obsesif kompülsif bozukluğun Konusunda uzman bir psikiyatrist tarafından hastanın davranışları izlemeye alınır
ve belirtiler değerlendirilerek hastalık teşhis edilir. Terapi tedavisinin amacı hastaların ritün haline gelen davranışları  gerçekleştirmesini önleyerek korkularıyla yüzleşmelerini sağlamak ve bozukluklarını azaltmaktır.

Obsesif kompülsif bozukluğu olan hastaların abartılmış felaket içeren düşüncelerini azaltmaya odaklanan bilişsel davranış terapisi ile hastanın gerçek gibi algıladığı düşüncelerden uzaklaştırılması sağlanır. Tedavi görenlerin yarısı yaşamlarının önemli bir farklılık oluşturacak derecede değiştiğini düzeldiğini söylemişlerdir.