ALTUN, küreselleşme kavramının ideolojiye ve bir gerçekliğe dayandığını belirterek, “Küreselleşme kavramı Soğuk Savaş sona ermesinden sonra, geri dönüşü olmayacak şekilde karşımıza çıktı. Küreselleşmeyle beraber dünyanın bir tarafı ile öbür tarafının aynı bir mekân haline geldiği söylemlerinin olduğu bir dönemdi. Bu mekân içerisinde herkesin birbiriyle çok kuvvetli şekilde bağlanılacağını, küresel çapta bir ekonomiyle, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin aralarındaki farkın ortadan kalkacağı iddia edildiği bir süreçti. Bu süreçte ulus devletlerin ve ulusal egemenlik fikrinin gittikçe azaldığına dair bilgilerin popüler olduğu bir dönemlerdi. 2000'li yıllarla beraber bu anlayışla öngörülen analizlerin popülaritesi ciddi oranda azaldı. Bu sürecin başından itibaren, küreselleşme krizini söylemlerimizde yer veriyoruz. Esasında küreselleşmenin krizini değil, dünya sisteminin krizini konuşuyoruz” dedi.
İletişim Bakanı Fahrettin ALTUN, gelişmiş ülkelerin kendi içlerinde gelir eşitsizliğine dayalı olarak uçurumun giderek derinleştiğini ve gelir de adaletsizliğin oluştuğu bir döneme tanıklık edildiğini aktardı.
2000'lerin sonu itibariyle yaşanan ekonomik krizlerle beraber bu defa 'kapitalizmin krizi' olarak anılmaya ve tartışılmaya başlandığını dile getirdi.